Sizin İçin Özenle Hazırladığımız Ürünlerimizi Blog Yazılarımızla Daha İyi Tanıyın .
Kuş üzümü ılıman iklimde yetişen, orta boy, çalı şeklindeki bitkinin meyveleridir. Genellikle kuru hali kullanılır. Grossulariaceae ailesinin bir üyesi olan kuş üzümünün meyveleri siyah, çiçekleri ise beyazdır. Salkım ağırlığı 150-200 gr. Arasındadır. Bilimsel adı ribesnigrumdur. Almanca’da johannisbeeren, Danimarka, İtalyanca ve İsveççe’deribes ve Fransızca’da groseille olarak da adlandırılır.1400’lü yılların başlarında yabani kuş üzümü, bitki uzmanları tarafından ilaç olarak toplanmaya başlanmıştır. 1500’lü yıllarda ise evcilleştirilmeye başlamıştır(1).Amerika Birleşik Devletlerindebeyaz çam ağaçlarını öldüren bir mantar yaydıkları için 1900'lerin başında yasaklanmışlardı.1966 yılında bu yasak kalksa da hala bazı eyaletlerde devam ettiği bilinir. Ülkemizde ‘çoban üzümü’ adı ile de anılan kuş üzümünün yeşil, mor ve kırmızı gibi renkleri de vardır. Adı üzerinde kuş üzümü küçüktür, tatlı ve çekirdeksizdir. Dünyada da kullanımı yaygındır.
Kuş üzümü çok eski dönemlerden beri Yunanistan’ın güneyindeki Zakintos(Zante) Adası'nda yetiştirilmektedir. Hatta bu sebeple kuş üzümü, bu adanın ismi olan Zante ve bu üzüm türünün tüm Akdeniz’e ihraç edilmesini sağlayan liman olan Corinth adıyla da bilinmektedir. Ülkemizde ise kuş üzümü özellikle Manisa’da, Isparta’nın Senir ve Mersin’in Gülnar ilçelerinde yetiştirilmektedir(2).Türkiye dışında dünyada en yaygın olarak yetiştirildiği yerler Amerika, Yunanistan ve Avustralya’dır.
Kuru üzüm yemekler ve tatlıların dışında kuru meyve ve kuru yemiş olarak da kullanılır. Hava almayacak kaplarda, serin, kuru ve güneş ışığından uzak şekilde saklanmalıdır.
(1)Kaynak: https://www.birbes.com/kus-uzu...
(2)Kaynak: https://yemek.com/sozluk/kus-u...
Dünyada kuş üzümü taze haliyle yaban mersini, böğürtlen ya da ahududu gibi, turtalarda, sorbe ve puding gibi tatlılarda kullanılır. Yine taze olarak meyve salatalarında ve güzel renkleri nedeniyle tatlıları süslemek için de kullanılır. Yunan mutfağında da popülerdir.
Türk mutfağında kullanımı yaygın olan kuş üzümü, sarma, dolma ve pilavlardaayrıca kek, kurabiye,helva, zerde ve aşure gibi bazı tatlılarda kullanılır. Bazı böreklerin iç harçları ve salatalarda da kullanımı yaygındır.
Siyah kuş üzümü av eti ile de lezzetlidir ve genellikle ördek veya geyik eti ile eşleştirilen basit bir sos haline getirilir. Beyaz ve pembe kuş üzümü daha tatlı, daha narin ve çoğunlukla taze olarak kullanılır.
Kuş üzümünde portakal meyvesinden iki kat fazla C vitamini bulunur. İçinde ayrıca A ve B vitamini, polifenolik maddeler, gama-linolenik asit (GLA)ve hatırı sayılır miktarda kalsiyum da vardır. 100 gram kuş üzümünde 303 kcal kalori, 66.8 gr karbonhidrat, 3.4 gr lif, 3.0 gr protein, 1.3 gr yağ, 13.7 mg C vitamini, 813 mg potasyum, 77.0 mg kalsiyum, 2.1 mg demir bulunur.
Kuş üzümü sahip olduğu besin değeri ile bir çok farklı organ için sağlıklı bir gıdadır. İçerdiği vitaminler sayesinde bağışıklık sisteminden göz sağlığına kadar çok sayıda faydalı ve iyileştirici etkisi vardır. Uzun yıllardır bitkisel ilaç yapımında kullanılan içerikler arasında yer alır. En bilindik sağlık yararları ise:
Farklı ilaçlarla tepkimeye girebileceğinden düzenli ilaç kullanıyorsanız, özellikle kan sulandırıcı içeriğe sahip ilaçlar ise, kuş üzümünü doktor kontrolünde tüketmeniz önerilir. Aynı şekilde şeker hastalarının kontrollü şekilde tüketmesinde fayda vardır. Fazla tüketimi alerjik reaksiyonlara neden olabilir.
Kuşburnu çayı, gül bitkisinin sözde meyvelerinden yapılan bir bitki çayıdır. Genelde yılın ilk donundan sonra hasat edilir. Bu şekilde meyvedeki doğal şeker içeriği artarve daha tatlı hale gelir. Kuşburnu çayının faydaları çoktur ve lezzetli olduğu için tercih edilir. Farklı çeşitleri bulunur fakat genellikle ana türler olan rosacanina ve rosarugosa bitkisi kullanılarak yapılır. Bu gül bitkileri Asya, Kuzey Afrika ve Avrupa'ya özgüdür ancak farklı bölgelerde de yetiştirilir. Gül yapraklarının hemen altında bulunan kuşburnu küçük, yuvarlak ve tipik olarak kırmızı veya turuncu renktedir. Hafif tatlı olan narin, çiçeksi bir tada sahiptir. Ülkemizde kuş gülü ve gül burnu gibi farklı isimlerle de anılır.
Kuşburnu, geleneksel tıpta çeşitli hastalıklar için kullanılmıştır. Kuşburnu çayının faydalarının neler olduğunu merak edenler içi güvenilir araştırmalar mevcuttur. Güncel araştırmalar, meyvenin ve doğal bileşiklerinin antioksidan etkilerini ön plana çıkartır. Ayrıca C vitamini, fenolik bileşikler ve sağlıklı yağ asitleri de içerdiği bilinir. Bazı kaynaklara göre kuşburnu portakala göre tam 25 kat daha çok C vitamini içerir. Yüksek C vitamini içeren taze kuşburnu meyveleri ne yazık ki bu özelliğini kurutma, kaynama ve saklama esnasında kaybeder.
Yapılan araştırmalarda kuşburnunun güçlü antioksidan özelliklere sahip olan yüksek düzeyde polifenoller, karotenoidler, A, C ve E vitaminleri içerdiği bulunmuştur.
Kuşburnu, kolon veya akciğer kanseri gibi bazı kanserlerin tedavisinde faydalı olabilir, ancak “ östrojene bağımlı tümörlerde ” ters etkiye neden olabileceğinden kaçınılmalıdır.
Kaynak: https://simplelooseleaf.com/blog/brewing-tea/how-to-make-rosehip-tea/
Kuşburnu çayı doğal olarak kafeinsizdir. Evde kuşburnu çayının nasıl demleneceğini merak ediyorsanız taze veya kuru kuşburnu ve poşet çay kullanılarak kolaylıkla demlenebileceğini bilmelisiniz.
Pratik şekilde hazırlanan kuşburnu çayı için bir bardak kaynamış suya 1 çay kaşığı kuşburnu eklemeniz yeterli olacaktır. Daha yoğun bit tat için daha fazla kuşburnu ekleyebilir, 10 dakika demlenmeye bıraktıktan sonra süzebilirsiniz. Ayrıca suyu kuşburnu ile birlikte kaynatmak isterseniz bu yöntemle de 10 dakika kadar kaynatıp ardından süzmeniz yeterli olacaktır. Ekşi bir tada ve narin bir çiçek aromasına sahip kuşburnu çayıbu yönüyle yeşil elma, olgun erik ve ebegümeci çayına benzetildiği de olur.Tatlandırmak için meyve, bal ya da limon kullanabilir, başka bitki çaylarıyla karıştırarak yeni lezzetler yaratabilirsiniz.
Kuşburnu çayının canlı kırmızı rengini destekleyecek farklı meyveler kullanarak yaz aylarının en sağlıklı içecek tariflerinden birini yapabilirsiniz. Kuşburnunun narin lezzetini nar ya da kızılcık ile tatlandırmak için ihtiyacınız olan bu tarifi hemen uygulamak isteyeceksiniz.
Malzemeler:
2 bardak kaynamış su,
3 tatlı kaşığı kuşburnu,
2 dilim limon,
1 bardak nar suyu ya da kızılcık suyu.
Hazırlanışı:
Kaynamış suyun içine kuşburnunu ekleyip 10 dakika demlenmesi için bırakın. Ardından nar ya da kızılcık suyunu ekleyerek 24 saat buzdolabında bekletin. Servis esnasında dilimlenmiş limonları da ekleyin. Yeteri kadar soğuk olmadığını düşünürseniz servis esnasında buz ile destekleyebilirsiniz.
Doğal olarak kafein içermeyen kuşburnu çayı bütün gece uyanık kalma korkusu duymadan günün her saatinde keyif ve güvenle içilebilir. Çiçeksi aroması ve sağlık yararları sayesinde sabah erken saatlerden gece uyku öncesi çayına kadar her zaman tercih edilir. Ayrıca bağışıklığınızın düştüğünü ya da hastalığa yakın olduğunuzu hissettiğiniz dönemlerde de gün içinde dilediğiniz bir zaman rahatlıkla tüketebilirsiniz
Mahlep anavatanı İran olan bir ağaçtır. Gülgiller ailesinin bir üyesi olan bu ağacın aynı adı taşıyan meyveleri bulunur. Baharat olarak kullandığımız mahlep bu meyvelerin çekirdeklerinden üretilir. Meyvesinin siyah ve beyaz olarak iki çeşidi vardır. Meyve olarak yetişse de baharat olarak tüketilir. Halk arasında meltem, İdris ağacı, kokulu kiraz, taş kirazı gibi isimleri bulunan mahlep, özellikle hamur işlerinde kullanılır. Kandil simidi tariflerinde adı sıkça geçen mahlep, çekirdek, toz, yağ ya da püre şeklinde aktarlardan kolayca temin edilebilir.
Kaynak: https://www.hurriyet.com.tr/kelebek/saglik/mahlep-nedir-mahlebin-faydalari-neler-41140745
Mahlep güzel kokulu bir bitkidir. Bu koku sayesinde aynı zamanda afrodizyaktır. Türkiye’de mahlep yetiştirilen iller Amasya, Tokat, Çorum, Ordu, Van, Uşak ve Mardin'dir. Tohumlardan hazırlanan baharatlar, ülkemizin dışında Orta Doğu ve Kuzey Afrika'da yüzyıllardır ekmek, kek, peynir, kurabiye vb. tatlandırmak için kullanılmıştır. Mahlep sadece yemeklere tat ve koku vermekle kalmayıp aynı zamanda parfüm, boya, vernik, cila ve ilaç yapımında da kullanılır. Sağlık faydaları açısından tüm dünyada kullanılan değerli bir bitki olan mahlep potasyum, protein, lif, yağ asidi, magnezyum ve kalsiyum içerir.
Şifa kaynağı mahlebin en bilinen kullanımı ekmek, kek, poğaça, çörek, kurabiye, kandil simidi gibi hamur işleridir. Ayrıca pilav ve tavuk yemeklerinde de mahlepli tarifler mevcuttur.
Antikanserojen maddeler içeren mahlep bir çok farklı hastalık tedavisini destekler ve bir çok farklı hastalığı önler. Mahlepte linoleik asit, protein, lif, kalsiyum, magnezyum, potasyum, demir ve çinko bulunur. 6 gram mahlepte 19,8 kcal kalori, 0.9 gr yağ, 3 mg karbonhidrat ve 0.9 gr protein bulunur.
Besin değerleri yüksek olan mahlebinçok sayıda sağlık faydası bulunur.
Mahlep kullanılan hamur işleri arasındaki en popüler tarifler mahlepli kurabiyelerdir. İşte pratik ve sevilen bir tarif olan Mahlepli Tuzlu Kurabiye:
Malzemeler:
Hazırlanışı:
Derin bir kapta oda sıcaklığındaki margarin ya da tereyağı ile birlikte un dışındaki tüm malzemeleri ekleyin ve karıştırın.
Ele yapışmayacak kıvama gelene kadar azar azar un ekleyin ve elde ettiğiniz hamuru yağlı kağıt arasına yerleştirerek yarım santim kalınlığında açın. Ardından açtığınız hamurlara şekil verip tepsinize yerleştirdiğiniz yağlı kağıt üzerine yerleştirin. Üzerine 1 yumurta sarısını sürün ve 170 derece ısıttığınız fırında üzerleri kızarana kadar pişirip ılık servis edin.
Evde Mahlepli Kandil Simidi
Malzemeler:
4.5 su bardağı un
125 gr eritilmiş tereyağı ya da margarin
1 çay bardağı sıvı yağ
1 yumurta
1.5 çay bardağı sulu yerinden yoğurt
1 paket kabartma tozu
1 tatlı kaşığı mahlep
1 tatlı kaşığı tuz
2 tatlı kaşığı şeker
Üzeri için:
Yumurta
Susam
Hazırlanışı:
Derin bir kasede un ve kabartma tozu dışındaki tüm malzemeleri karıştırın. Ardından elediğiniz unu azar azar eklemeye başlayın. Kabartma tozunu da ekleyerek, kulak memesi kıvamına gelene kadar yoğurun. Bu işlemin ardından hamurunuzu 5-10 dakika kadar dinlendirin. Elinizle simit şekli verdiğiniz hamuru sırasıyla yumurta ve susama batırarak yağlı kağıt serdiğiniz tepsiye dizin. Fırınınızı önceden 180 derece ısıtın ve ısınınca simitlerinizi 20 dakika pişirin.
Mate çayı, Ilexparaguariensis bitkisinin dallarından ve yapraklarındanelde edilen bir çaydır. Mate bitkisi,Güney Amerika'nın yerli halkları tarafından keşfedildi ve geleneksel olarak bu insanlar tarafından tüketildi. Mate bitkisi artık tüm dünyada tüketiliyor fakat hala sadece Arjantin, Paraguay ve Güney Brezilya'da yetiştiriliyor.Eski zamanlarda mate yaprakları, faydalarından yararlanmak için yerli halk tarafından çiğneniyor ya da soğuk suda ıslatılıyordu. Fakat daha sonraları bu kurutulmuş yaprakların demlenme fikri ortaya çıktı. Mate çayının geleneksel tüketim şekli kabak adı verilen bir kap ile olur. Bu kabın alt ucunda yaprak parçalarını süzmek için filtre vardır, metal bir pipetle yudumlanır. Bu geleneksel kabaktan çay paylaşmanın, dostluk ve bağın bir işareti olduğu düşünülür.Mate, Arjantin'in milli içeceğidir. Arjantinliler tarafından günde en az üç veya dört kez tüketilir.
Kendine özgü lezzetinin yanındamate çayı, sağlığımıza katkıda bulunabilecek bitki bileşikleri olan vitaminler, amino asitler ve polifenoller açısından da zengindir.Mateayrıca kafein açısından zengin bir içecektir bununla birlikte kahve ve çaya benzer etkilere sahiptir. Aslında kahveden az ama çaydan biraz fazla kafein içerir. Sıcak ya da soğuk halde tüketilebilir.
Geleneksel olarak demlenen mate çayı su kabağı kaplarda demlenir ve içilir. Klasik bitki çayı demleme yöntemleri ile kolayca demlemek de mmkündür. Mate çayı hazırlamak içn 1 bardak kaynamış ve biraz soğutulmuş suya 1 yemek kaşığı mate eklemek yeterli olacaktır. 5 dakika kadar demlenmesinin ardından tatlandırmak istenirse henüz sıcakken bal yada limon eklenebilir çünkü tadı acıdır.
Ksantinler, kafeoil türevleri, saponinler ve polifenoller içerir. Antioksidan özelliği yeşil çaydan fazla bile olabilir. Az da olsa C vitamini, E vitamini, selenyum ve çinko içerir.Bir fincan yani 12 gram mate çayında 15 kalori, 3 gr karbonhidrat, 0,5 gr protein bulunur. Ayrıca kafein içeriği ile kahve ve çaya benzer etkileri nedeniyle de tercih edilir. Kafein bağımlılık yapmayan fakat alışkanlık yapan bir maddedir. Sabahları bu maddeyle buluşmadan ayılamadığınızı düşünmeniz kafine alışmanız ile ilgilidir. Mate çayı da kafein içeren içeceklere keyifli bir alternatif olabilir ve beraberinde diğer sağlık yararlarını da getirebilir. Mate çayının en popüler sağlık yararları şunlardır:
Mate çayı kahveye kıyasla daha büyük bir besleyici özelliğe sahiptir. Bunun yanında mate çayının içindeki kafein genellikle kahveden daha fazla seyreltildiği için vücudun onu metabolize etmesi daha kolaydır ve uyarıcı etkisi de mate çayında daha yumuşaktır. Ayrıca kırmızı şarap, yeşil çay, siyah çay ve portakal suyundan daha fazla antioksidan içerir.
İleri derecede kalp hastalığı, yüksek tansiyon veya kalp aritmisi olan kişilerin mate çayı içmeden önce doktora danışması önerilir. Mate çayı ile ilgili bazı araştırmalarda ağız ve yemek borusu kanserlerinde artış gözlendi. Bu hastalığın sebebinin mate çayının içerdiği,kansere neden olduğu bilinen polisiklik aromatik hidrokarbonlar olmasından şüphelenildi. Fakat aynı zamanda sıcaklığın etkili olması ihtimali de düşünüldü ve araştırma kesin bir sonuca ulaşmadı. Riski en aza indirmek adına mate çayını tüketmeden önce ılık olduğundan emin olmak uygun olabilir.
Mate çayı içerdiği kafein yüzünden çok miktarda kullanıldığında migreni tetikleyebilir, tansiyon ve çarpıntı sorunu yaşayan kişilerde de bir takım sorunlara neden olabilir. Yine kafein sebebiyle uykusuzluk çeken kişilerde bu sorunun artmasına sebep olabilir. Hamile ve emziren kadınların mate çayı tüketmeden önce doktorlarına danışması önerilir.
Köri tozu kurutulmuş ve öğütülmüş bir çok baharatın bir araya geldiği bir karışımdır. Karışıma adını veren köri ağacının anavatanı Hindistan’dır. Köri baharatı için bu ağacın yaprakları kullanılır. Karışım genellikle koyu sarı ya da turuncu renklidir. Köri tozu çoğunlukla Hint yemekleriyle ilişkilendirilir hatta Hindistan’ın geleneksel baharatı olduğu söylenir. Bazı kaynaklara göre dünyaya yayılması 19. yüzyılda gerçekleşmiştir. Köri tozu karışımlarında en yaygın olarak bulunan baharatlar köri yaprağı, sumak, zerdeçal, kimyon, zencefil, biber tozu, kişniş, çemen, karabiberdir. Bazı tozlarda diğerlerine ek olarak hindistan cevizi, hardal, tarçın, kakule, karanfilve defne yaprağı da olabilir. Köri kokusunu köri yaprağından alır.
Tüm dünyada popüler olan köri Asya mutfağındaki tariflerle tanınmıştır. Peki köri hangi yemeklerde kullanılır?
Türkiye’de halk arasındaki en yaygın körili tarif bir çok restoranın tavuk menüsünün olmazsa olmazı köri soslu tavuktur. Et yemekleri için hazırlanan soslara da bolca yakışan körinin popüler olduğu diğer tarifler patates ve makarna ile yapılanlar. Türkiye’de köri ile yapılan yemeklere farklı örnekler vermek gerekirse: körili noodle, mercimek çorbası, elma dilim patates, patates püresi, antrkot, pirinç pilavı, bulgur pilavı, tavuklu sandviç, yumurta, mantar gibi çok sayıda tarif sayabiliriz.
Köri ile hazırlayacağınız en pratik lezzetlerden biri olan körili elma dilim patatesler fırında piştiği için ekstra sağlıklı bir yiyecek. İşte fırında körili elma dilim patates tarifi.
Malzemeler:
Hazırlanışı:
Soyulup elma dilim halinde doğranmış patatesleri derin bir kaba alın. Üzerine sos malzemelerini dökerek karıştırın ve yağlı kağıt koyduğunuz tepsiye dizin. Fırınınızı 200 derece sıcaklıkta önceden ısıtın ve patatesleri fırına atın.Patateslerinizin içlerinin piştiğinden emin olduktan sonra pişirme işlemini tamamlayabilirsiniz.
Köri tozu, vücudunuzu doğanın en faydalı hastalıklarla savaşan mineraller, vitaminler ve antioksidanlarla donatır.Şifasının sebebi köri yaprağı, sumak, zerdeçal, kimyon, zencefil, biber tozu, kişniş, çemen, karabiber, hindistan cevizi, hardal, tarçın, kakule, karanfilve defne yaprağı gibi değerli baharat karışımlarından oluşmasıdır. Bu baharat ayrıca yağ yakıcı ve tok tutucu etkisi ile diyetlerin de gözde baharatlarından biridir. Bir çay kaşığı köri tozunda:
Körinin en bilinen sağlık yararları:
Köri tozu bir pıhtılaşma önleyicidir, bu nedenle zaten kan sulandırıcı kullanıyorsanız, aşırı kanama tehlikesi olması durumunda, kendinizi şımartmadan önce doktorunuza danışın. Safra kesesini de tahriş edebilir, bu nedenle safra kesesi rahatsızlığı olan kişiler için iyi olmayabilir.
Körü bir çok farklı baharatın karışımı olduğu için alerjiye sebep olan baharatın hangisi olduğunu bulmak zor olabilir. Detaylı bir testle alerjiye yol açan baharatı tespit etmeden köri ve içerdiği tüm baharatlardan uzak durmak iyi olacaktır.
Yaprakları maydanoza benzeyen ve maydanozgiller familyasından olan kişniş, knizi, aşotu ve Çin maydanozu olarak da adlandırılır. Maydanoz, havuç ve kerevizle akrabadır. Bitkinin hem tohumu hem de yaprakları tüketilir. Tohumu kurutulur ve baharat olarak kullanılır. Kişnişin kökleri, yapraklarına göre daha yoğun bir tada sahiptir. Kişniş yaprakları Asya mutfağı ve Tay yemeklerinde çorba ya da köri ezmesi şeklinde kullanılır. Çin, Latin Amerika ve Hint yemeklerinde yaygın olarak kullanılır. Kişniş tohumları bütün halde kurutulmuş şekilde kullanılabilir. Aynı zamanda öğütülmüş halde de kullanılan bu tohumlarezildiğinde limonlu bir narenciye aromasına sahip olur. Dhania dal adı verilen kavrulmuş kişniş tohumları atıştırmalık olarak yenir. Kişniş, Coca-Cola'nın gizli formülünde orijinal bileşenlerden biri olarak listelenmiştir .Bu tohumlar dünyanın bir çok yerinde farklı şekillerde kullanılır. Kişnişin yaprakları ise genelde taze olarak kullanılır. Bunun sebebi pişirildiğinde ya da kurutulduğunda lezzetini kaybetmesidir.
Kaynak: https://en.wikipedia.org/wiki/...
Tarihsel olarak MÖ 5000 yılına kadar uzanan bir geçmişi olduğu düşünülür. Kişniş, Avrupa, Asya, Afrika ve Amerika da dahil olmak üzere dünyanın her yerinde yetişir ve tüm dünyada kullanılır.Öğütülmüş kişniş çorbalarda, sebze ve et yemeklerinde bulunur. Hint, Orta Doğu ve Afrika mutfaklarındaki çok sayıda geleneksel baharat karışımının içeriğinden biridir.Kimyon baharatıyla uyumlu olduğu için baharat olarak kişniş bir çok tarifte kimyonla birlikte kullanılır. Kişnişin tohum olarak saklanması ve kullanımdan hemen önce öğütülmesi tavsiye edilir. Çünkü öğütme işleminden sonra lezzetini hızla kaybetmeye başlar.
Kişnişin tohumu ve yağı farklı tariflerde farklı şekillerde kullanılır. Kişniş tek başına bir yemeğin ana malzemesi olabilirken aynı zamanda et yemekleri, sosis, balıklar, çorba, turşu, soslar ve makarnalarda kullanılır. Kişniş baharatının bizim ülkemizde en sık kullanıldığı yemekler ise şöyledir; etli dolmalar, Çerkez tavuğu, mercimek yemekleri, İzmir köftesi, enginar, patlıcan, kereviz, av etleri, kuru fasulye ve balık çorbaları. Ayrıca soğanlı, mayonezli veya sosisli yemek tariflerinde kişnişten bolca yararlanılır, çay olarak da tüketilir.
Kaynak: https://www.makaleler.com/kisnis-hangi-yemeklerde-kullanilir
Kişnişte bulunan K vitamini kanın pıhtılaşmasına yardımcı olur, kemiklerin kendilerini onarmasına yardımcı olarak osteoporoz gibi sorunları önler, kalp hastalığı riskini düşürmeye de yardımcıdır. Yine içerdiği A vitamini de göz sağlığı açısından önemli bir vitamindir. Ayrıca C vitamini içeriği ile de ön plana çıkar. Yeterli miktarda C vitamini tüketmek, beyaz kan hücrelerinizin çalışır durumda kalmasına ve demirin emilimine yardımcı olur. C vitamini ayrıca yara iyileşmesine ve cildin sıkı kalmasına yardımcı olan kolajen üretiminde de rol oynar. Kişnişin bilinen diğer sağlık faydaları şöyledir:
Araştırmalar kişniş yapraklarından elde edilen uçucu yağın insanlarda yaygın bir enfeksiyon nedeni olan Candidaalbicans üzerindeki etkilerini test etti. Araştırmacılar yağın gerçekten de bakteri ve mantar önleyici özelliklere sahip olduğu sonucuna vardı. Bu yağın doğal bir gıda koruyucusu olarak oldukça etkili olabileceği de araştırma sonuçları arasında yer alıyor.
Travma ve stres üzerinde sakinleştirici etkisi vardır.
Kaynak: https://pubmed.ncbi.nlm.nih.go...
Kişniş tohumu yağı aşağıdaki bileşenleri içerir:
Terpinen: Antibakteriyel, antifungal ve antioksidan özelliklidir.
Quercetin: Antioksidan özelliklere sahip bir flavonoiddir.
Tokoferoller: Bir E vitamini formudur, UV ışınlarını emer, UV kaynaklı serbest radikal hasarını önlemeye yardımcı olur.
Linalool : Antimikrobiyal, antiinflamatuar ve antioksidan özelliklidir.
Terpinolene : Antiseptik, antifungal, antibakteriyel özellikler, linalool ile karıştırıldığında yatıştırıcı görevi görür.
Cineole : Anti-inflamatuar, anti-mikrobiyaldir.
Phellandrene : Aantar önleyici ve antibakteriyeldir.
Dipenten: anti-inflamatuar, antioksidan, anti-stres
Kişniş kan şekerini düşürmede etkilidir. Aslında, kan şekerini düşürmede o kadar etkilidir ki, diyabet ilacı kullanan veya hipoglisemisi olan kişilerin kişniş yerken dikkatli olmaları gerekir.
Ihlamur çayı, ılıman iklimde yetişen ıhlamur ağacının kurutulmuş çiçekleri ve yapraklarının demlenmesiyle yapılır. Ihlamurun yaklaşık 30 çeşidi vardır. En çok Kuzey Amerika, Avrupa ve Asya'da bulunur. Ihlamurun çiçekleri açık sarı, kokulu ve narindir. Çiçekler aynı zamanda ıhlamur ağacının en değerli tıbbi bileşenleridir. Ihlamur çayı tıbbi kullanımının yanı sıra hoş tadıyla da bilinir. Çay, sıcak veya soğuk tüketilebilir ve güçlü bir tatlı - çiçek aromasına sahiptir.
Ihlamur çayı, uzun zamandır halk arasında yüksek tansiyonu hafifletmek, kaygıyı yatıştırmak ve sindirimi kolaylaştırmak için kullanılmıştır. Ihlamur çiçeklerinin bir zamanlar epilepsi tedavisinde o kadar etkili olduğuna inanılıyordu ki, epilepsi sadece ağacın altında oturarak tedavi edilebilirdi. Yunan mitolojisinde bir peri olan "Philyra", tanrılara onu ölümlüler arasında bırakmaması için yalvardıktan sonra bir ıhlamur ağacına dönüştürülmüştür.
Ihlamur ağacı Haziran ayında çiçek açmaya başlar ve etrafa harika bir koku yayar. Haziran ve Temmuz ayları ıhlamur toplamak için yılın en uygun zamanlarıdır. Ihlamurun kuru çiçekleri, güneş ışınlarından uzakta karanlık bir yerde kağıt, keten torba veya seramik saksıda saklanmalıdır. Plastik veya cam kapların, ıhlamur çiçeklerinin tıbbi özelliklerini ve gücünü kaybetmesine neden olacağı yönünde bilgiler mevcuttur. Fakat bir çok evde daha sağlıklı olduğu düşünülen cam kavanoz ve kaplarda saklanır.
Hoş kokulu ve yumuşak içimli ıhlamur çayı B6, A, C ve P vitaminlerinin yanında, demir, manganez ve kalsiyum gibi mineraller içerir.Antioksidan özelliği ile de öne çıkan ıhlamur medikal bir ilaç olmamasına rağmen özellikle soğuk algınlığı için sıklıkla tercih edilir. Ihlamur çayının 100 gramında 7 kcal kalori, 1.4 gr karbonhidrat, 0.5 gr lif, 0.1 gr protein, 0.2 gr yağ, 2.1 UI A vitamini, 13 mg potasyum, 24.6 mg kalsiyum, 0.6 mg demir bulunur.
Orta Çağ'dan beri ıhlamur ağacının çiçekleri terlemeyi tetiklemek için kullanılmıştır. Geleneksel olarak çiçekler, grip, öksürük, migren, sinir ve gerginlik, çeşitli spazm türleri, karaciğer, safra kesesi rahatsızlıkları, ishal ve arterioskleroz ile ilişkili yüksek arter basıncını tedavi etmek için tercih edilmiştir.
Ihlamur çayına nane yaprağı ve biberiye eklendiğinde sindirim sistemini rahatlatıcı bir karışım haline döndüğü söylenir. Boğaz ağrısı için bal ve limon eklendiğindeyse şifası artar.
Ihlamur çayı demlemek oldukça basittir. Bir fincan sıcak su için 2-3 çay kaşığı ıhlamur çiçeğini2-3 dakika kaynatın.Demlenmesi için yaklaşık 15 dakika kadar bekleyin. Ardından süzüp tatlandırarak tüketin.
1 litre suya 8-9 tatlı kaşığı ıhlamur ekleyin ve 2-3 dakika kaynatın. Ardından 15-20 dakika demlenmesini ekleyin. Demlenen çayınıza 1 küçük limonun yarısını dilimleyerek ekleyin. Ardından 1 dal taze naneyi ekleyerek soğumaya bırakın. Soğuk ıhlamurunuzu tatlandırmak isterseniz bu işlemi soğumadan önce yapmalısınız aksi takdirde eklediğiniz bal ya da şekeri eritmekte zorlanabilirsiniz. Ihlamurunuz yeterince soğumadan içmek isterseniz buz ilavesi yaparak soğuma işlemini hızlandırabilirsiniz.
Ihlamur hamilelerin kullanımı için riskli olabilir. Potansiyel olarak tehlikeli etkileşimlerden kaçınmak için bitki, sakinleştirici ilaçlar, şifalı otlar veya kan basıncını düşürebilecek ilaçlar veya kan basıncını artıran ilaçlar ile birlikte alınmamalıdır.ABD Gıda ve İlaç Dairesi bitkinin lityum alan kişilerde sorunlara neden olabileceğini ve kardiyovasküler hastalığı olanların ıhlamur yaprağı kullanırken dikkatli olması gerektiğinin altını çiziyor. Deneysel hayvan testlerinde ıhlamurun kan basıncında düşüş ve kalp hızında artışlara neden olduğu görüldü.
Uygun ıhlamur dozu, kullanıcının yaşı, sağlığı ve diğer bazı koşullar gibi çeşitli faktörlere bağlıdır. Eğer düzenli ilaç kullanıyorsanız ıhlamur tüketmeden önce doktorunuza danışmalı ve yüksek miktarda ıhlamur tüketmekten kaçınmalısınız.
İsot, Şanlıurfa’da yetişen ve bu şehre özgü bir biber türüdür. Aynı zamanda isot bu biberin kurutulmasıyla elde edilen baharatın da ismidir.İsot güneşte kurutulur. Önce çekirdeklerinden ayrılır, güneş altında siyah rengini alana kadar çeşitli işlemlerle kurutulur ve dövülür. Ardından zeytinyağı ve tuz ile gerçekleştirilen son işlem sonrasında isot son halini alır. İsot, Kırmızı Acı Pul Biber'in ısı altında tutularak karartılmasıdır. Fiyat olarak pul biberden pahalı olması sebebi hazırlama prosedürüne göre 10 kg Urfa Biberi' nden 1 kg isot çıkması ve zeytinyağı kullanılmasıdır. İsot'a, bir nevi fermente edilmiş pul biber de diyebiliriz.İsotun güneşte kurutulma sürelerine göre değişen 3 farklı rengi vardır. 1 gün kurutulan isot kırmızı, 2 güne kadar kurutulan isot mor, 4 güne kadar kurutulan isotsa siyah olur.
Kaynak: https://tr.wikipedia.org/wiki/%C4%B0sot
İsotun kilo vermeye yardımcı olduğu düşünülür ve pek çok kişi diyetlerine ekleme konusunda isteklidir. Ayrıca isotun yoğurtla birlikte tüketimi ile ilgili bilgiler de popülaritesini artırmaktadır. İsot ve yoğurt ikilisinin bazı kanser türlerini önleyici ve zayıflamaya yardımcı olduğu düşünülür.
İsotun Faydaları Nelerdir?
İsot ülkemizin Güneydoğu ve Doğu bölgesinde oldukça popüler bir baharat türüdür ve sağlık faydaları da oldukça fazladır. 100 gram isotta 318 kalori, 56.6 gr karbonhidrat, 27.2 gr lif, 12.0 gr protein, 17.3 gr yağ bulunur. Ayrıca A ve C vitamini, potasyum, kalsiyum ve demir de içerir.İsotun besin olarak tüketildiğindeki yararlarının yanında bazı cilt problemleri için de cilde direk olarak uygulandığı bilinir.
İsotun bilinen sağlık faydaları şöyledir:
Aşırı isot tüketiminin bir takım zararları olabilir. Bilinen en büyük yan etkisi mide ve sindirim sistemi üzerinde gerçekleşenlerdir. Mide bulantısı, tahriş, ülser şikayetinde artış gibi rahatsızlıklardan kaçınmak için aşırı tüketimden uzak durulması önerilir.
İsot, kebap, lahmacun, çiğ köfte, kısır, kuru fasulye, çorbalar ve salatalarda acı tat ve renk vermesi için kullanılır. Özellikle çiğ köftenin vazgeçilmez bileşeni isottur. Bazı yemeklere pul biber yerine isot da kullanılabilir fakat isotun pul biber kadar acı olmadığını bilmelisiniz. Ayrıca isot özellikle kebapların içeriğinde kullanıldığı gibi servis aşamasında haricen de kullanılır. İsot tek başına ya da farklı bitkilerle birlikte çay olarak da tüketilir.
İşte isotu dahil ederek keyifle tüketebileceğiniz pratik lezzetlere birkaç örnek:
Malzemeler:
1 yemek kaşığı tereyağı,
1 büyük boy soğan,
3 adet büyük boy domates rendesi,
3 diş sarımsak rendesi,
1 adet kapya biber,
3 adet yeşil biber,
1 tatlı kaşığı domates salçası,
1 tatlı kaşığı biber salçası,
2 yemek kaşığı isot,
Tuz.
Hazırlanışı:
Tereyağını erittiğiniz tencerede küçük boy doğranmış soğanları kavurun. Pembeleşmeden önce sarımsakları da ekleyin. Pembeleşen soğanlara salçaları ilave edin ve ardından eşit boylarda doğradığınız biberleri ekleyip kavurmaya devam edin. Ardından domates rendesini ekleyin ve kaynayana kadar pişirmeye devam edin. Sos olarak isot ve tuzu ekleyin bir taşım kaynatıp altını kapatın. Sosunuzun kıvamının daha açık olmasını isterseniz süzdüğünüz makarnanın suyundan ilave edebilirsiniz.
İsotlu Gavurdağı Salatası:
Malzemeler:
1 tane kuru soğan
1 salatalık
2 domates
2 sivri biber
1 yemek kaşığı nar ekşisi
1 tatlı kaşığı isot
Limon
Maydanoz
Zeytinyağı
Tuz
Kuru nane
Ceviz
Hazırlanışı:
Tüm malzemeleri küçük boy olacak şekilde küp küp doğrayın. Hepsinin aynı boyda olmasına dikkat edin. Derin bir kasede birleştirdiğiniz malzemelerinizin üzerine isotu, naneyi, tuzu, zeytin yağı, nar ekşisi ve üzerine cevizi ekleyip karıştırın.
Kakule, bazen nane ile karşılaştırılabilen yoğun, hafif tatlı bir tada sahip olan bir baharattır. Çay olarak da tüketilen kakule zencefil ailesindendir. İngilizcede “cardomom”, Arapçada “hêl” isimleri ile bilinir.Kakulenin siyah ve yeşil olarak iki ana türü vardır. Yeşil olan, İskandinav ve Orta Doğu mutfağında daha sık kullanılır. Hindistan ve Asya'da isehem yeşil hem de siyah kakulekullanılır.Yeşil kakulenin aroması daha yoğundur ve siyah kakuleye göre daha pahalıdır. En pahalı baharatlar olan safran ve vanilyanın ardından 3. sırada kakule yer alır. En büyük kakule üreticisi ülke Guetamala’dır.
Kakule, limon ve naneyi andıran güçlü, tatlı, keskin bir aromaya sahiptir. Siyah kakule yeşil kakuleye göre dumanlı bir notaya ve ayrıca serinletici bir mentollü tattan oluşur ve ağırlıklı olarak tuzlu yemeklerde kullanılır.
Kökeni Hindistan’dır. Hint, Orta Doğu, Arap ve İsveç mutfağında popülerdir. Hem tatlı hem de tuzlu tariflerde kullanılır. Kakule tohumları, yağları ve özlerinin etkileyici tıbbi özelliklere sahip olduğu ve yüzyıllardır geleneksel tıpta kullanıldığı düşünülür.
Kakule bütün ya da öğütülmüş halde serin, kuru ve direk güneş ışığı almayan bir yerde saklanmalıdır. Öğütme işleminden sonra aromasını kaybedeceği için kakuleyi tohum halinde almak, kullanmadan hemen önce öğütmek mantıklı olacaktır.
Türk mutfağında kakulenin kullanımı oldukça yaygındır. Reçeller, şekerlemeler,hoşaflar, şerbetler, sütlü tatlılar, kahveler, meyve suları, dondurmalar, hamur işleri, pilavlar, baklagillerin yemekleri, beyaz ve kırmızı et yemeklerinde kakule kullanımı yaygındır. Hint mutfağınınneredeyse temel baharat karışımı olan garammasalanın temel içeriklerinden bir tanesidir. Ayrıca Arap ve Afrika ülkelerinin kahvelerinde, Fas’ın, “ras-el-hanout” adı verilen baharat karışımında, Finlandiya, İsveç ve hatta Almanya’nın unlu mamullerinde kakuleye rastlamak mümkün.
Kaynak: https://www.onikibilgi.com/kak...
Kafeinsiz bir içecek arayışındaysanız kakule çayını pratik şekilde demleyebilir ve tüm gün dilediğiniz saatte tüketebilirsiniz. Kış aylarında sıcak yaz aylarında ise soğutarak keyifle tüketilebilen bu çay sağlık yararları sebebiyle de tercih edilir.
Kakule çayı için 1 bardak kaynamış suya 2 kakule kabuğunu atıp, 7-8 dakika demlenmesini bekleyin. Ardından kabukları süzerek tercihe göre limon ya da farklı bir tatlandırıcı ile tatlandırarak içebilirsiniz.
Kakule ve Türk kahvesinin bir araya gelen aroması kahve saatlerinizi daha keyifli hale getirebilir. Kakuleli Türk kahvesi yapımı oldukça basittir. Tarifte belirttiğimiz kakule ölçüsüne sağdık kalarak bu yoğun tatlı baharat ile mükemmel kahvenizi yaratmak için tarifimiz ise şöyle:
1 fincan kahve başına 1 kakule tohumunu havanda ezin ve kabuklarından ayırarak öğütün. Türk kahvesi, su ve kakulelerinizi karıştırarak standart Türk kahvesi tarifinizi uygulayın. Dilerseniz kahvenize pişirme aşamasına geçerken tatlandırıcı olarak şeker ya da kakao da ekleyebilirsiniz.
İçeriğindeki A vitamini, C vitamini, sodyum, potasyum, kalsiyum, demir, manganez, magnezyum, fosfor ve çinko sayesinde iyi bir vitamin ve mineral takviyesi olarak kullanılabilir.
Kakulenin 100 gramında 311 kcal kalori, 68.5 gr karbonhidrat, 28 gr lif, 10.8 gr protein, 6.7 gr yağ, 21.0 mg C vitamini, 1119.0 mg potasyum, 383.0 mg kalsiyum, 14.0 mg demir vardır.
Kaynak: https://hthayat.haberturk.com/...
Kakule, uzun zamandır hem yemek pişirmede hem de ilaç olarak kullanılan bir baharattır. Kakulenin 100 gramında 311 kcal kalori, 68.5 gr karbonhidrat, 28 gr lif, 10.8 gr protein, 6.7 gr yağ, 21.0 mg C vitamini, 1119.0 mg potasyum, 383.0 mg kalsiyum, 14.0 mg demir vardır. Kakulenin bilinen başlıca sağlık faydaları şöyledir:
Karanfil, Syzygiumaromaticum olarak da bilinen, yaprak dökmeyen bir ağacın çiçek tomurcuklarından yapılan baharattır.Karanfil tatlı ve aromatik bir baharattır. Karanfil bütün halde ya da öğütülmüş olarak kullanılabilir. Karanfil çiçek tomurcukları henüz olgunlaşmamışken toplanır ve kurutulur. Geleneksel tıpta da kullanılmıştır.
Karanfil Hindistan ve Madagaskar'da yetiştirilir, ancak Endonezya en çok karanfil üretimi ile ilişkilidir. Gerçekten de, bir zamanlar Baharat Adaları (şimdi Endonezya'nın bir parçası) olarak bilinen bir ada zincirinden kaynaklanan karanfil ticareti o kadar kazançlıydı ki, 1667'de, İkinci İngiliz-Hollanda Savaşı'nın ardından, İngilizler adaları Hollandalılara bir bedel karşılığında Hollandalılara devretti. O zamanlar New Amsterdam olarak bilinen uzak yerleşim. Böylece Hollandalılar Manhattan'ı karanfil için değiştirdiler.
Kaynak: https://www.thespruceeats.com/...
Yapılan hayvan çalışmalarında, karanfildeki bileşiklerin, karaciğer sağlığını desteklediği ve kan şekeri seviyelerini dengelemeye yardımcı olduğu gözlemlenmiştir. Karanfil çoğunlukla tatlı yemeklerde, sıcak şarap, elma şarabı veya chai gibi içeceklerde tarçın ve hindistan cevizi ile birlikte kullanılır. Ayrıca kozmetikte, diş macunu, sabun ve parfüm yapımında da yeri vardır.
Tatlı ve tuzlu bir çok tarifte kullanılabilen karanfil Hindistan ve Pakistan'da popüler olan çay, baharat ve sütün bir karışımı olan chai yapmak için de kullanılır. Yine Hint mutfağının bilinen soslarından Garam Masala ve köri’de karanfil bulunur. Türk mutfağında karanfilin yeri daha çok tatlı tariflerdir. Şerbetler, turtalar, reçeller, meyve ile yapılan tatlılar ve şekerlemelerde karanfil kullanımı yaygındır.
Karanfilin içeceklerdeki kullanımı da oldukça yaygındır. Yine şerbetler, sıcak şaraplar, kompostolar ve bir çok sıcak ve alkolsüz içecekte kullanılır.
Karanfil tat olarak keskin ve baskın bir tattır. Bu sebeple tüm tariflerde az miktarda kullanılır ki diğer baharat ve tatları baskılamasın. Bütün karanfil kullanılan tariflerde ise genellikle servis sırasında karanfil taneleri çıkarılır.
Karanfil yağı, karanfil ağacından toplanan kurutulmuş çiçek tomurcuklarının damıtılarak elde edilir. Açık sarı ya da şeffaf renkte olabilir. Doğrudan cilde uygulanarak iyileştirici etkisinden faydalanmak mümkündür. Ayrıca buhurdanlık ya da difüzör ile solunum yolu üzerinden yararlanmak da mümkündür. Karanfil yağı jojoba, hindistancevizi veya zeytinyağı gibi taşıyıcı yağda seyreltilerek masaj yağı olarak kullanılabilir. Ayrıca krem ve losyonlarda da seyreltilerek kullanılabilir.
Bir araştırma karanfil yağının özofagus kanseri hücrelerinin %80'inde hücre ölümüne neden olduğunu gösterdi. Karanfil yağı:
Karanfil lif, vitamin ve mineraller içerir. Ayrıca beynin işlevlerini sağlıklı şekilde sürdürmesi ve vücudumuzda güçlü kemikler oluşturabilmemiz için gerekli bir mineral olan manganez de içerir. Aynı zamanda kalorisi de düşüktür.
Karanfil, doğal bir antioksidan görevi gören öjenol adlı bir bileşiğe de sahiptir. Yapılan bir test tüpü çalışmasında öjenolün, serbest radikallerinin neden olduğu oksidatif hasarı, diğer bir güçlü antioksidan olan E vitamininden beş kat daha etkili bir şekilde durdurduğu görüldü. Ayrıca karanfil, ona zengin kahverengi rengini vermeye yardımcı olan harika bir beta-karoten kaynağıdır. Karoten pigmentleri, göz sağlığı için önemli bir besin olan A vitaminine dönüşebilir.
Karanfilin bilinen sağlık yararları arasında şunlar bulunur:
Karanfilin Zararları Nelerdir?
Karanfil yağının aşırı dozda alınması, özellikle çocuklarda karaciğer hasarına neden olabilir. Düzenli ilaç kullanımında karanfil tüketmeden önce doktorunuza danışmanız önerilir. Özellikle kan inceltici ilaç kullanıyorsanız, karanfil yağı veya karanfil çayı tüketmekten kaçının. Yüksek miktarda karanfil kan şekerini ciddi ölçüde düşürebilir.
Anavatanı Orta Doğu olan keten tohumu genellikle kahverengi veya sarı renklidir. Bütün, öğütülmüş, kavrulmuş ve yağ olarak satılır. Asıl olarak keten bitkisinden elde edilir. Keten lifleri keten ve ip yapmak için kullanılır.Keten bitkisi, tohum ve lifi için yetiştirilir. Latince Linumusitatissimum olarak bilinir, Linaceae familyasındandır. Tarihsel bilgisi ise MÖ 3000 yılına kadar uzanır, bazı kaynaklara göre ilk olarak Mısır’da yetiştirilmiş olduğu düşünülür.
Keten tohumu kalp için sağlıklı olan Omega-3 ve %95 oranında lif içerir. Keten tohumu harika bir lif ve sağlıklı omega-3 yağ asitleri kaynağıdır. En çok sindirime yardımcı olmasıyla bilinir, ancak aynı zamanda kolesterolü düşürme , insülin duyarlılığını iyileştirme ve belirli kanser türlerine karşı koruma potansiyeline de sahiptir. Ayrıca diyetinize keten tohumu eklemek, yüksek lif içeriği nedeniyle kilo kaybına neden olabilir. Lif oranı yüksek yiyecekler tokluk ve tokluk hissini arttırır, bu nedenle diyetinize keten tohumu dahil ederek daha az yiyebilir ve kilo verebilirsiniz.
Keten tohumu hafif cevizli bir tada sahiptir ve hem tatlı hem de tuzlu yemeklerde rahatlıkla kullanılabilir. Keten tohumu kullanılan besinlerden bir kaçını saymak ne kadar yaygın kullanıldığı ile ilgili ipucu verecektir: gofretler, enerji barları, krakerler, makarnalar, ekmekler hatta evcil hayvan mamaları…
Keten tohumu bir çok besinle birlikte tüketilebilir. Örneğin suyunuza karıştırabilir, salata sosunuza ekleyebilir, yoğurt ya da kahvaltılık gevreklerle birlikte kasenize katabilir, kurabiye, kek, ekmek veya diğer hamurlara ekleyebilir, smoothienizin kıvamını tutturmak için kullanabilir ya da köftelerinize ekleyebilirsiniz.
Keten tohumları vücut tarafından tam olarak sindirilemediğinden, yemeden önce öğütülmeleri gerekir. Mümkünse kullanmadan hemen önce bir baharat değirmeni ya da havan ile öğütebilirsiniz. Keten tohumlarının öğütülmüş formları daha popüler ve besleyici olsa da keten tohumu yağı kullanmayı da tercih edebilirsiniz. Fakat keten tohumu yağı kullanıyorsanız, serin ve karanlık bir yerde saklamayı unutmayın ve besleyici özelliklerini korumak için pişirirken daha düşük bir sıcaklıkta kullanın.
Hamur işlerinde yumurta yerine keten tohumu kullanıldığını biliyor musunuz? Vegan tariflerde ve evde yumurtanız olmadığında yumurta yerine öğütülmüş keten tohumunu kullanabilirsiniz. Tarif oldukça basit: 1 yemek kaşığı öğütülmüş keten tohumu ile 3 yemek kaşığı suyu güzelce çırpın ve yumurta yerine tarifimize ekleyin. Ayrıca keten tohumu unu da glütensiz tarifler için ideal bir alternatif olabilir.
Keten Tohumu Yağı
Keten tohumu yağı genellikle soğuk presleme adı verilen bir işlemle çıkarılır. Koyu renkli cam şişelerde saklanmalı ve mutfak dolabı gibi karanlık ve serin bir yerde saklanmalıdır çünkü ısıya ve ışığa duyarlı bir yapıya sahiptir. Yine bu sebeple yüksek sıcaklıkta pişirmeye uygun değildir. Fakat bazı araştırmalarda, keten tohumu yağının 350°F/177°C'ye kadar kızartma işleminde kullanılmasının, yağın kalitesinde herhangi bir düşüşe neden olmadığı sonucuna varılmıştır.
Keten tohumu yağı keten tohumlarından daha fazla ALA içerir. Bir yemek kaşığı öğütülmüş keten tohumunda 1,6 gram, bir yemek kaşığı keten tohumu yağında ise 7 gram ALA bulunur. Bir çay kaşığı keten tohumu yağında 40 kalori vardır. Keten tohumu yağı aynı zamanda küçük çaplı cilt sorunlarının iyileştirilmesi için doğrudan cilt üzerinde doğrudan da uygulanabilir.
Keten tohumu, uzun zamandır kabızlık, diyabet, yüksek kolesterol, kalp hastalığı ve kanser gibi bazı durumları önlemek için besin takviyesi olarak kullanılır. Keten tohumunda,lignanlar, antioksidanlar, lif, protein ve alfa-linolenik asit (ALA) ve omega-3 gibi çoklu doymamış yağ asitleri bulunur.10 gram keten tohumunda, 55kalori, 1.9 gr protein, 3 gr karbonhidrat, 0.2 gr şeker, 2.8 gr lif, 4.3 gr lif bulunur.
Keten tohumunun bilinen olası sağlık faydaları şöyledir:
Ilıman bölge bitkisi fesleğen, ballıbabagiller ailesinin bir üyesidir. Fesleğen tohumdan yetiştirilmesi kolay ancak soğuğa karşı çok hassas olan tek yıllık bir bitkidir. Anavatanı Güney Asya olarak bilinir. Bilimsel adı ocimumbasilicum olan bu bitki taze ve kurutulmuş şekilde yemeklere eklenir. Ayrıca ilaç, ağız ve diş ürünleri ve kozmetik ürün içeriklerinde de kullanılır. Yunanca kral " basileus " kelimesinden geldiği düşünülen fesleğen,halk arasında reyhan, rahan, fesliğen, peslan gibi isimlerle de bilinir. Pesto sosun ana malzemesi fesleğendir. Akdeniz fesleğen çeşitleri en çok kullanılan türlerdir. Türkiye’de Akdeniz ve Ege bölgesinde yetişir.
Fesleğen estragol, linalol, cineol ve pinen içeren uçucu yağ içerir. Aroma, tat ve sağlık yararları sağlayan bitki bileşikleri barındırır. Ama genellikle az mikarlarda kullanıldığı için en önemli sağlık yararı K vitaminidir. Fesleğen birçok vitamin ve mineralin yanı sıra lutein , zeaksantin, beta-karoten ve beta-kriptoksantin gibi antioksidanlar içerir. Fesleğenin sağlık yararlarının çoğu, bu antioksidanların yanı sıra uçucu yağlarından gelir. Uçucu yağlar taze fesleğende mevcuttur bu sebeple maksimum sağlık faydası için taze fesleğen tüketimi önerilir. Geleneksel tıpta fesleğen, böbrek problemlerine, menstrüel düzensizliklere, artrit ve soğuk algınlığına yardımcı olmak için kullanılırdı.
Kaynak: https://www.webmd.com/diet/health-benefits-basil
Fesleğenin tarçın fesleğen, baharatlı çalı fesleğen, opal fesleğen, karışık tomurcuk fesleğen, tayland Fesleğen, afrika mavisi fesleğen, ceneviz fesleğen, ve limon fesleğen gibi çeşitleri vardır. Tariflerde taze fesleğen yerine kuru fesleğen kullanılacaksa, kurutulmuş hali daha yoğun olduğu için taze fesleğenin 1/3’ü oranında kurutulmuş fesleğen kullanılmalıdır. Kuru fesleğen kuru, serin ve direk güneş ışığı almayan bir yerde en az 1 yıl saklanabilir.
Birçok bütünsel tıp sisteminde fesleğen yaygın olarak kullanılır. Kuru fesleğenin 100 gramında 233 kcal kalori, 47.8 gr karbonhidrat, 37.7 gr lif, 23.0 gr protein, 4.1 gr yağ, 744.0 UI A vitamini, 0.8 mg C vitamini, 2630 mg potasyum, 2240 mg kalsiyum, 89.8 mg demir bulunur.
Fesleğenin sağlık faydaları şöyledir:
Fesleğenin yüksek miktarda tüketilmesi önerilmez. Ayrıca hamilelik dönemindeki kullanımı doktor kontrolünde olmalıdır.
Fesleğen et yemekleri, sebzeler, sandviçler, makarna ve salata soslarında kullanılır. Ayrıca pizzaların üzerine konan fesleğen mükemmel kokusu ve aroması ile özellikle domates ile birlikte mükemmel bir uyum yakalar. Akdeniz bölgelerinde fesleğen ve domates klasik bir kombinasyondur. Dünyaca sevilen pesto sosun ana bileşeni olan fesleğen bir çok içecekte de kullanılır. Farklı bitkilerle birlikte çay olarak tüketilen fesleğen tek başına da demlenebilir.
Malzemeler:
2 demet taze fesleğen
¾ su bardağı parmesan peyniri
Yarım su bardağı çam fıstığı
2 su bardağı zeytinyağı
5 diş sarımsak
Tuz
Hazırlanışı:
Yıkanıp kurutulan fesleğenlerin yapraklarını ayırın. Çam fıstıklarını birkaç dakika kavurun. Tuz ve sarımsağı dövün. Hepsini birleştirip robottan geçirin.
Parmesan peynirini ince ince rendeleyin. Robottan geçirdiğiniz ve püre haline getirdiğiniz karışıma parmesan ve zeytinyağını karıştıra karıştıra ekleyin.
Fesleğen çayını hem taze hem de kurutulmuş fesleğenle çok pratik şekilde hazırlayabilirsiniz. Kurutulmuş fesleğen ile çay hazırlamak için 1 bardak kaynamış suya 1 çay kaşığı kuru fesleğen koyarak 5 dakika demlenmesini bekleyip ardından süzebilirsiniz. Eğer taze fesleğenle çay hazırlamak isterseniz 1 bardak kaynamış suya 5-6 fesleğen yaprağı koyarak 10 dakika demlenmesini bekleyip süzebilirsiniz. Demlenen ve süzülen çayınızı tatlandırmak için limon ve şeker kullanabilirsiniz.
Gül tomurcuk çayı, gül çiçeklerinin kokulu yaprakları ve tomurcuklarından yapılan aromatik bir bitkisel içecektir. Bu çaylar, farklı gül bitkilerinin taç yapraklarından elde edilir. Yüzlerce farklı gül çeşidi vardır ve her birinin tadı biraz farklıdır. En yaygın olarak kullanılanlar kırmızı ve pembe gül çiçekleridir. Gül tomurcuğu çayı, lezzetli, hafif ve tatlı bir tada sahip bitkisel bir çaydır. Doğal olarak kafeinsizdir, iyi bir hidrasyon kaynağıdır, antioksidanlar açısından zengindir ve adet ağrısını hafifletmeye yardımcı olabilir. Çiçek çayları arasında en sofistike tatlardan biridir.
Gül tomurcuk çayı tek başına demlenip tüketilebileceği gibi ayrıca farklı çaylarla da birlikte demlenebilir. Gül çayı nadiren demlenerek pembe renkli bir içecek haline gelir. Çoğu gül tomurcuk çayı açık sarı ya da kahverengi olur.
Gül tomurcuk çayı kafeinsiz olduğu için günün her saati rahatlıkla tüketilebilir. Çeşitli sağlık yararları ile de oldukça keyifli ve değerli bir alternatiftir. Adet sancıları, ağız kokusu, stresin etkilerinden kurtulup rahatlamak ve sağlıklı bir cilt için sıklıkla tüketilir. Özellikle geleneksel Çin tıbbında, MeiGuiHua olarak adlandırılan Rosarugosa türü, çeşitli rahatsızlıkları tedavi etmek için yaygın olarak kullanılır.
Gül Tomurcuk Çayı Faydaları Nelerdir?
Gül tomurcuğu çayı ayrıca Çin tıbbında ve diğer alternatif sağlık hizmetlerinde çeşitli rahatsızlıkların tedavisi için kullanılmıştır. Özellikle kadınlar için mucize bir bitki çayı olarak kabul edilir. Biyokimyasal analizler, birçok gül çayı türündeki fenolik bileşik içeriğinin yeşil çaydakine eşit ya da yeşil çaydakinden daha yüksek olduğunu ortaya çıkarmıştır. Gül tomurcuk çayının yaygın olarak bilinen sağlık yararları arasında şunlar vardır:
Hamile ve emziren kadınların gül tomurcuk çayı içmeleri hakkında farklı görüşler vardır. Yine de doktor kontrolünde tüketilmesi daha doğru olacaktır. Ayrıca yüksek miktarda gül çayı tüketmek mide bulantısı, ishal gibi sindirim sistemi sorunlarına neden olabilir.
Taze veya kurutulmuş tomurcukları kullanarak basit şekilde gül tomurcuk çayı demlemek mümkündür. Kurutulmuş gül tomurcuklarıyla çay hazırlamak için 1 yemek kaşığı gül tomurcuğunu bir bardak kaynar suya ekleyin ve 15-20 dakika demleyin. Ardından isteğe bağlı şekilde bal ile tatlandırarak hem sıcak hem de soğuk şekilde tüketebilirsiniz. Soğuk gül tomurcuk çayı demlemek için buzdolabında 1 gece demlenmesini bekleyebilirsiniz.
Daha fazla aroma için:
- Demleme aşamasından önce gül tomurcuklarını parçalayabilir ve o şekilde demleme işlemini gerçekleştirebilirsiniz.
- Normal demleme süresinden daha uzun bir süre bekleyerek aromanın artmasını sağlayabilirsiniz.
Araştırmalarda20 dakikalık demleme süresinin, gül çayının serbest radikal temizleme aktivitesini en üst düzeye çıkaracağı yönünde sonuçlar elde edildi.
Demlenen gül tomurcuk çayınızı buzdolabına koyacağınız bir sürahide ağzı sıkıca kapalı şekilde 3-4 güne kadar saklayabilirsiniz.
Farklı bir tat arıyorsanız gül tomurcuk ve hibiskus çayı tam size göre! Birlikte depresyon, kabızlık, anksiyete, uykusuzluk ve kan şekeri sorunlarını giderebilir, bağışıklık güçlendirir ve yüksek dozda antioksidan sağlar.
Malzemeler:
4 su bardağı su
2 yemek kaşığı gül tomurcukları
1 yemek kaşığı hibiskus
Hazırlanışı:
Malzemeyi birleştirip suyu kaynatın, çayınızın 10 dakika demlenmesini bekleyin.
Ebegümeci çiçekleri çok uzun süre demlenirse acı olabileceğinden 10 dakikayı aşmadan süzmeye özen gösterin. Tatlandırdıktan sonra sıcak halde servis edin.
Haşhaş, bilimsel adıyla Papaversomniferum gelincikler ailesinin bir üyesidir. Haşhaş tohumu, çiçekli bir bitki olan haşhaştan elde edilen yağlı bir tohumdur. Ana vatanı Doğu Akdeniz’dir. Anadolu ve Hindistan’da üretimi yaygındır. Anadolu’da Eskişehir ve Afyon’da üretilir. Latince'de "Papaver" gelincik bitkisi, "somniferum" da uyku verici, rüya gördüren anlamına gelmektedir. Haşhaşın kapsülünden afyon adlı uyuşturucu, tohumlarından da haşhaş yağı adı verilen yenilebilir yağ çıkarılır. Kurutulmuş halinin sarı, siyah ve beyaz olarak 3 çeşidi bulunur. Ülkemizde özellikle tatlı ve unlu mamullerde kullanılır. Çoğu tohum gibi haşhaş tohumu da lif, bitkisel yağlar ve diğer çeşitli besinler açısından zengindir. Haşhaş aynı zamanda salatalarda, soslarda, bazı sebze yemeklerinde ve tahin pekmezle birlikte de kullanılır.
Kaynak: https://tr.wikipedia.org/wiki/Ha%C5%9Fha%C5%9F
Ortaçağda haşhaş tohumları sakinleştirici olarak kullanılıyordu. Ağlayan bebekleri sakinleştirmek, uyumaya yardımcı olmak ve kadınlarda doğurganlık sorunlarını iyileştirmek için süt, afyon veya bal karışımında kullanıldığı biliniyor. Haşhaşın sağlık üzerindeki bilinen faydaları arasında şunlar vardır:
Haşhaşta Hangi Vitaminler Var?
100 gram çiğ haşhaş tohumunda 536 kalori, 21.43 gr protein, 39,29 gr yağ, 28.57 gr karbonhidrat, 25 gr lif, 3.57 gr şeker, 125 mg kalsiyum, 9,64 mg demir, 357mg magnezyum, 8.04 mg çinko, 5,36 gr doymuş yağ asidi vardır. Haşhaş tohumları zengin bir diyet lifi kaynağıdır. Bu, daha uzun süre tok hissetmenize yardım eder. Ayrıca bir çay kaşığı haşhaştohumunda 9.7 mg magnezyum içerir, bu da kemik sağlığı ve kan pıhtılaşması için faydalıdır. Haşhaş tohumlarının demir ve kalsiyum içeriği de sinir sisteminin gelişiminde ve sağlığında önemli rol oynar.
Ülkemizin vazgeçilmez ve geleneksel sayılacak tatları arasında olan haşhaşlı çöreği evde de pratik şekilde yapabilirsiniz. İşte haşhaşlı çörek tarifi:
Malzemeler:
2 Su Bardağı Ilık Süt
1 Paket Yaş Maya
1 Çay Bardağı Zeytinyağı
3 Yemek Kaşığı Şeker
1 Tatlı Kaşığı Tuz
Aldığı Kadar Un
İç Harcı İçin:
Yaş Haşhaş
Sıvılaşana Kadar zeytinyağı
Hazırlanışı:
İlk olarak sütü, ılık sıcağa yakın olarak hamur yoğurma kabına alın, maya, şeker, tuz ve zeytinyağı ekleyin.
Sıvıları karıştırıp azar azar unu ekleyin, hafif elinize yapışacak bir kıvamda olana kadar yoğurun.
Hamurunuzu sıcak bir ortamda üzerini kapatarak mayalanması için bekletin.
Mayalanan hamuru 5 eşit bezeye ayırın, bezeleri merdane ile açın.
Açtığınız bezeleri üst üste gelecek şekilde aralarına hazırladığınız haşhaş ezmesini, bolca sürün, en üste sürmeden hamurunuzu elinizle çekiştirerek büyütün.
4 santim genişliğinde şeritler kesip bir baştan tutup diğer taraftan bükün ve tepsinize yuvarlak olana kadar döşeyin.
200 derece üzerine yumurta sarısı sürüp alt kızarana kadar pişirin.
Tarif Kaynak: https://www.haberturk.com/hash...
Haşhaş bazı kişilerde alerjik reaksiyonlara sebep olabilir. Herkeste farklı belirtilerle ortaya çıkar. Haşhaş tohumu yemenin neden olduğu alerjik reaksiyonların bazen huş ağacı polenine duyarlı kişilerde reaksiyonlara neden olan ve oral alerji tipi semptomlar veren Bet v 1 benzeri proteinlerden kaynaklandığı düşünülmektedir. Haşhaş alerjisinin belirtileri arasında mide bulantısı, ishal, karın ağrısı, kaşıntı, egzama, yüzde şişme, anafilaksi ve boğaz ağrısı gibi etkileri bulunur.
Kış aylarının şifa kaynakları, yaz aylarının serinletici tatlarından: Hibiskus Çayı.
Ülkemizde kerkede olarak da bilinen hibiskus ebegümecigiller ailesinin bir üyesidir. Hibiskusun yaklaşık 300 çeşidi olduğu düşünülür. Salata, yemek ve keklerin içerisine katılan hibiskus, çay olarak da tüketilir. Aktarlarda ‘Medine gülü’, ‘Narçiçeği’ gibi adlarla da satılmaktadır. Hibiskus bitkisinin kökeninin Afrika olduğu düşünülür. Dünyanın her yerindeki tropikal iklimlerde bulunabilir.
Hibiscussabdariffa en çok hibiskus çayı yapmak için kullanılan çeşittir. Hibiskus çayı bitkinin kurutulması ile elde edilir ve özellikle kış aylarında tüketildiğinden kış çayları arasında sayılır.. Aslında hem sıcak hem de soğuk haliyle tüketilebilen bu çay koyu kırmızı rengi, lezzeti ve sağlık yararları ile anılır. Kızılcıklara benzer ekşi bir tada sahiptir. Hibiskus çayı içmenin kan basıncını düşürebileceğini, bakterilerle savaşabileceğini ve hatta kilo vermeye yardımcı olabileceğini gösteren araştırma sonuçları vardır.
Kaynak: https://www.milliyet.com.tr/pe...
Hibiskus çayı kalsiyum, demir, magnezyum, fosfor, potasyum, sodyum ve çinko dahil olmak üzere iyi bir mineral kaynağına sahiptir. Ayrıca niasin ve folik asit gibi vitaminleri içerir. Bu çay, yüksek kan basıncı seviyelerini, soğuk algınlığını ve idrar yolu enfeksiyonlarının tedavisi için faydalı olabilecek iyi bir antosiyanin kaynağıdır. 100 gram hibiskus çayında 37 kalori, 0,7 gr yağ, 3 mg sodyum, 9 mg potasyum, 7 gr karbonhisrat, 0,4 gr protein, 18,4 mg C vitamini, 1 mg kalsiyum, 8,6 mg demir, 1 mg magnezyum bulunur.
Araştırmalar hibiskus bitkisinin kilo vermeye yardımcı olabileceğini, kalp ve karaciğer sağlığını iyileştirebileceğini ve hatta kanser ve bakterilerle savaşmaya yardımcı olabileceğini göstermiştir. Tarihsel olarak, hibiskus çayı Afrika ülkelerinde vücut ısısını düşürmek, kalp hastalıklarını tedavi etmek ve boğaz ağrısını yatıştırmak için kullanılmıştır. İran'da hibiskus çayı yüksek tansiyonu tedavi etmek için kullanılır. Hibiskusun bilinen sağlık yararları şöyledir:
Bu çayla ilgili en çok sorulardan biri hibiskus çayı zayıflatır mı sorusudur. Hibiskusun kan şekerini düşürdüğünü zaten biliyoruz, ancak ekstra bir yan etki olarak, bu durum aslında kilo alımını da önlemeye yardımcı olur. Düşük kan şekeri iştahı azaltır ve sağlıklı bir metabolizmayı destekler. Ayrıca tatlandırıcı eklemezseniz sıfır kaloriye sahiptir. Eğer tatlandırıcı olmadan tüketmekten keyif almıyorsanız şeker yerine limon eklemeyi deneyebilirsiniz.
Sağlık faydalarının yanında ekşimsi tadı ve enerji veren rengi ile hibiskus çayı demlemek oldukça basittir. 1 bardak kaynamış suya 1 tatlı kaşığı hibiskus ekleyerek 5-10 dakika arası demlenmesini bekleyin. Tadının yoğun olmasını seviyorsanız 10 dakika bekletmenizi tavsiye ederiz. Ardından süzüp tatlandırarak tüketebilirsiniz.
Hibiskus çayı hem sıcak hem de soğuk tüketilen bir çaydır. Soğuk demleme yöntemi genellikle en az 1 gece sürer. Fakat acilen serinlemeye ihtiyacınız varsa soğuk hibiskusçayınızı şipşak demleyebileceğiniz bir yöntemi deneyebilirsiniz.
Bardağınızın çeyreğini sıcak suyla doldurun ve 1 tatlı kaşığı hibiskusu ekleyerek 10 dakika demleyin. Ardından tatlandırmak için bal kullanmak istiyorsanız ekleyin ve erimesi için karıştırın. Demlenen çayınıza bardağınızın alabildiği kadar buz küpü ekleyin ve biraz erimesi için zaman verin. İşte şipşak soğuk hibiskus çayınız dakikalar içinde hazır!
Hazırlanışı oldukça pratik olan lezzetli hibiskus çayına alerjiniz yoksa ve doktorunuz için bu çayı tüketmenizde bir mani yoksa günde 2 kez birer fincan tüketilebilir.
Çok yüksek dozlarda ebegümeci ekstresinin potansiyel olarak karaciğer hasarına neden olabileceği düşünülür. Tüm bitki çaylarında olduğu gibi hibiskus çayının da çeşitli ilaçlarla tepkimeye girme ihtimali vardır. Bu yüzden düzenli ilaç kullanıyorsanız hibiskus çayı tüketmeden önce doktorunuza danışmanız önerilir.
Tatlıların tropikal partneri, saç ve cilt güzelliğimizin mimarı: Hindistan cevizi.
Hindistan cevizi, bilimsel adı Cocos Nucifera olan palmiye ağaçlarında yetişir. Bu ağacın Hindistan ve Güneydoğu Asya'da ortaya çıktığı düşünülür. Bugün, dünyanın her yerindeki sıcak iklimlerde yetişir.Hindistan cevizi eti, hindistancevizi yağı, hindistancevizi kreması, hindistancevizi sütü ve kurutulmuş hindistancevizi yapmak için kullanılabilir.Ülkemizde en çok toz hali tercih edilir, tatlılara eşlik eder ve hem tat hem de süsleme için sıklıkla kullanılır.
Hindistan cevizi tozu iyi bir enerji kaynağı olmasının yanında besleyici, glütensiz, düşük karbonhidratlı ve keto dostudur. Ayrıca raf ömrü uzundur. Hindistan ve Güney Amerika gibi ülkelerde temel gıda maddesi olarak bilinir. Hindistan'ın her yerinde yüzlerce hindistan cevizi çeşidi bulunur ve tadı toprak alkaliliğine göre değişir.
Hindistan cevizi yağı bir çok sorunun iyileşmesinde ve tedavisinde rol oynar. Uzun zamandır hem besin amaçlı kullanılır hem de güzellik sihirlerine yardımcı olur. Hindistan cevizi yağının olumlu etkilerini deneyimlemek için aşağıdaki şekillerde kullanabilirsiniz.
Tüm yararlarının yanında olası yan etkileri olabileceği düşünülen hindistan cevizi yağını kontrollü tüketmeniz gereken durumlar şöyledir:
Hindistan cevizi yağı farklı yağlar, meyve ve bitkilerle birlikte farklı saç maskeleri hazırlamak için kullanılır. Bunlardan en çok bilinenleri saç kırıkları için Hindistan cevizi yağı ve hint yağı karışımıdır. Yağlı saçlar için Hindistan cevizi yağına limon suyu eşlik ederken, daha parlak saçlar için limon suyunun yerini elma sirkesi alır. Kıvırcık saçlar için Hindistan yağı ile evde doğal bir maske yapmak isterseniz muz ile birlikte uygulayarak saçlarınızı besleyip nemlendirebilirsiniz. Genel bir bakım içinse Hindistan cevizi yağı ve zeytin yağı karışımı her zaman çalışan bir formül olacaktır.
Hindistan cevizi mutfakta harikalar yaratıyor fakat besin değeri de etkileyici olan bu bitki de süper besinler arasında yer alıyor. Hindistan cevizi tozunun 100 gramında 6.4 gr karbonhidrat, 6.2 gr protein, 63.26 gr yağ, 20 gr lif, 33 mg sodyum, 600 mg potasyum, 25 mg kalsiyum, 1 mg C vitamini ve 3.46 gr demir bulunur.
Hindistan cevizi tarih boyunca geleneksel tıpta kullanılmıştır. Kuru hindistan cevizinin en önemli faydalarından biri yüksek besin değeridir. Hindistan cevizinde vücudumuzun ihtiyacı olan lif, B6 vitamini, demir, magnezyum, çinko, bakır, manganez ve selenyum gibi mineraller bulunur. Kardiyovasküler ve sindirim sistemi sağlığından beyin sağlığına kadar etkileyici faydaları vardır. Yüksek oranda sağlıklı doymuş yağ içerir. Hindistan cevizinin bilinen sağlık yararları arasında şunlar bulunur:
Hindistan cevizi sütünü seviyorsanız evde hindistan cevizi sütünün nasıl yapıldığını bilmek hoşunuza gidecektir. Sadece 2 malzeme ile pratik şekilde Hindistan cevizi sütü elde etmeniz mümkün. Tarife gelirsek:
Malzemeler:
1 bardak Hindistan cevizi tozu
2 bardak kaynamış su
Hazırlanışı:
Hindistan cevizi ve kaynamış suyu bir kaba alıp blender ile bembeyaz olana kadar çırpın ve soğumaya bırakın. Çok sık bir süzgeç ve mümkünse tülbent ile güzelce süzün. Süzdüğünüz sütü buzdolabında soğutun ve üzerinde oluşan yağı donduktan sonra sütten ayırın.